17.06.2014

Prof. Dr. Asgar Ferdi: İran seyirci kalmaz

Akademisyen ve Dışişleri’nin eski Türkiye uzmanı Prof. Dr. Ferdi, IŞİD adlı terör örgütünün Musul’a saldırısını Aydınlık’a değerlendirdi. Bölge ülkelerinin ortak tavrıyla Irak’ın kazanacağının altını çizdi.
Dini lider Ali Hamaney’in danışmanlığını da yapan Prof. Dr. Asgar Ferdi, saldırının ABD ve müttefiki ülkelerin yeni bir hamlesi olduğunu belirterek, İran ile İsrail arasında tampon bir devlet kurmanın amaçladığını ileri sürdü. Ferdi, saldırının bölge ülkelerinin ortak tavrıyla püskürtüleceğini ve Irak’ın üstesinden geleceğini söyledi. Ferdi, olaylara İran’ın seyirci kalmayacağını ve “din merkezlere zarar verildiği an İran ordusunu girerek IŞİD’in işini bitireceğini” savundu.


- IŞİD kimdir?
Irak’ın işgalinden sonra ABD tarafından yaratılmış olan IŞİD, 2004’te El Kaide’yi destekleme taahüdü verdi ve Irak El Kaide’si ismini aldı.
İŞİD’in 7 ila 10 bin militana sahip olduğu söyleniyor. Suriye’deki eylemleri IŞİD’in gerici karakterini ortaya çıkardı. Bazı Şünni aşiretler dışında kimse bu örgütün emri altında yaşamak istemiyor. Kadınların sandalyede oturmasını bile yasaklayan örgüt, sadece bazı şeyhlerin ve Suudi din adamlarının desteğini alabiliyor. ABD’nin “İslamofobi” propagandasına malzeme sağlıyor.

- Musul hamlesinin amacı...
Son günlerdeki operasyonları ABD’nin Ortadoğu planının parçası olarak değerlendirmek daha mantıklı. ABD ve yandaşları Suriye’de oyunu kaybedince, yaratmış oldukları terörist grupların dağılmaması ve kontrolün ellerinden çıkmaması, ayrıca meşgul olmadıkları takdirde kendileri aleyhine soruna dönüşebileceği ihtimalini önlemek maksadıyla planı tezgâhladılar.

- Hangi bölge ülkeleri destek veriyor?
ABD’nin yandaşları Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Bahreyn... Suriye planının mağlubiyete uğraması, onlara göre “Şii hilalinin” gerçekleşmesi demektir. Bu yüzden Suudiler ve çevresi büyük tehlike gördükleri için, hemen devreye girdiler. İsrail’in de çıkarı Irak Şam adlı bir devletin kurulmasındadır. Bu devletin kurulmasıyla, İran ile İsrail arasında yeni bir siper daha yaratılmış oluyor. Bu ise ABD’nin füze kalkanı sistemlerinin yerleştirilmesine izin vermeyen Irak ve Suriye’ye alternatif olası bir ülke anlamına gelir.

- Türkiye’nin rolü var mı?
Olmaz mı? Bu operasyon ABD’nin stratejik yardımı, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Bahreyn’in maddi yardımı ve Türkiye’nin silah ve geçiş desteğiyle hayata geçirildi. Saddam Hüseyin’in eski fedaileri ve Irak ordusunda bulunan Selefi Tekfiri inançlı askerlerin de pratik yardımları var. Bütün bu grupların hepsinin NATO ve ABD tarafından eğitildiği hiç de sır değil.

- IŞİD tampon devlet kuracak güç ve kabileyette mi?
İŞİD militanları arasında Çeçenistan’da, Libya’da, Lübnan’da ve Afganistan’da savaşmış olanlar var. Ayrıca bunların arasında 85 ülkeden 440 bin militan bulunduğu da söyleniyor. Ayrıca savaş konusunda uzman güçlerden oluşan Doğu Avrupalı teröristlerin katılımı da var. Bunların içinde el yapımı bomba, tank vurucu silahlar ve çeşitli bombalar yapmakta son derece uzman olan militanlar da bulunuyor.
IŞİD Irak’ı iyi tanıyor. Bu bölgeden de katılımlar var. 2013 yılının ilk yarısında Irak’ta 1400 evi patlatmış, 1996 kişiyi katletmiş 3 bin 21 sivilin yaralanmasına neden olmuştur. Gerilla usulü savaşıyorlar. Bu konuda bir hayli de mesafe aldılar.
Şehir savaşında da tecrübe kazandılar. IŞİD militanlar 50x50 santimetrekare siperlerde hedefi bekleyip süretle diğer siperlere geçebiliyor ki, bu da onları takip ve bombalama imkânı azalıyor. Yerli Sünni ahaliden de destek görüyorlar. Tabii bunlar tek başına devlet kurmada yeterli değil, ancak bölgeye zarar verecekleri aşikâr.

- Petrol bölgelerini işgal etmeleri...
Irak’ın hazırlıksız ve örgütlenmemiş orduya sahip olduğunu unutmayalım. Bir de Türkiye’de yaşayan Tarık Haşimi’nin destekçilerinin Maliki yönetiminden hoşnut olmaması, ayrıca Kürtlerin potansiyel nifak olarak aktif hali, son dönemdeki Kürt petrolü sorunu, onları hızla bir baştan girip Bağdat’tan çıkabilecekleri hayaline sürükledi.
Ayrıca Irak’ın askeri güçleri çeşitli cephelere bölündüğü için, özellikle de petrol bölgelerini korumak maksadıyla Batı’ya merkezileştikleri için, dünyanın desteğini arkasında tutan bu teröristlerle kolay baş edememesi doğaldır. Bu nedenler bir hamle yapmak için yeterli olabilir. Ama hamleden sonra ortaya çıkabilecek engeller tabii ki düşünülmemiştir. Irak bu hamleye kısa sürede karşılık verecektir. Keza gelen son bilgilerde Musul ve Tıkrit’i geri aldıkları ve Bağdat’a hamle edecekleri hayalini IŞİD’in kursaklarında bıraktığı görülmektedir.

- Türkiye’nin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, 45 diplomatının rehin alınmasıyla zedelenen haysiyetini ne yapacak? Göreceğiz. Teröristler, Türk konsolosluğunu Türkiye’nin rızasıyla ele geçirmiş. Türkiye, bu fırsatı değerlendirerek kendisinin El Kaide’nin müttefiki olduğu kirinden temizlesin ve Suriye’de kaybettiği itibarını geri alsın.

- ABD’nin “İran ile birlikte hareket edelim” çağrısı ne anlama geliyor? İran’ın tutumu ne olur?
ABD bu fırtınada İran’ın ayağının çamura batmasına zemin hazırlayacak. Tekfiriler Kerbela’ya girerse İran müdahale etmez mi? Tabii ki eder. Samarra’ya girer de imamların mezarını ateşe tutarsa İran sessiz mi kalır? Tabii ki kalmaz. Ne yapar? Ordu sokar. Soktu mu işini bitirir. Arkasından haydi bir olağanüstü BM Güvenlik Konseyi toplantısı ve NATO görevlendirilmesi! Al sana savaş.

- Dünyadaki tepkiler de ilginç...
Her zamanki gibi dünya burada da iki bloka ayrıldı. Rusya, İran ve anti-emperyalist blok bir tarafta; ABD, AB, İsrail, Arap şeyhleri ve AKP Türkiye’si de ikinci tarafta... ABD doğrudan bu bataklığa asla girmek istemiyor ve gereken yardımı başka yollarla göstermekle yetiniyor. Bazı yorumculara göre, kriz gitgide şiddetlenecek ve dört dörtlük bir savaşa dönüşecek.

Ercan Dolapçı               aydinlikgazete.com

Комментариев нет:

Отправить комментарий