TÜRKLERİN ANAYURDU
Türklerin tarih sahnesine çıkışları Orta Asya'dır. Orta Asya'nın sınırları; Doğuda Kingan Dağları, Batıda Hazar Denizi, Güneyde Himalaya Dağları, Kuzeyde Sibirya'dır.
Türklerin Tarih sahnesine ilk çıktıkları bölge, yani Türklerin ana yurdu üzerine çeşitli görüşler vardır. Maddi kültür unsurları, dil hususiyetleri ya da tarihi realite bakımından konuyu değerlendiren bilim adamları, Orta Asya'daki çeşitli kültür çevrelerini Türklerin ana yurdu olarak kabul ederler. Esas itibariyle, bu yöndeki ilk çalışmalar batılı bilim adamları tarafından ortaya konmuştur. Gerçekte XIX. yüzyıl sonlarıyla XX. yüzyıl başlarında başlatılan araştırmalarla, batı kendi tarihinin köklerini aramaya koyulmuş, fakat neticede, hiç hesaba katmadıkları bir milletin yani Türklerin, kendilerine has kültür ve medeniyetleriyle karşı karşıya gelmişlerdir. Bu gerçek karşısında, batılı bilim adamları yoğun çalışmalarda bulunmuşlar ve Türklerin tarih sahnesine çıktıkları yer ve zaman hususunda çeşitli nazariyeler sunmuşlardır. J. Klaproth (1824), J. Von Hammer (1832), W. Schott (1836), M.A. Castren (1856), A. Vambery (1885) ve E. Oberhummer (1912) gibi ilk alimler Altaylar ve çevresini Türklerin ana yurdu olarak gösterirken, W. Koppers (1937), W. Radloff (1891), G.J. Ramstedt (1928), L.Ligeti (1940) ve K.H. Menges (1968) gibi dilci ve tarihçiler Altaylar'ın doğusu ve Kadırgan Dağlarına kadar olan bölgelerde Türk ana yurdunu aramışlardır ve bu görüşü ünlü Türkolog Barthold da desteklemektedir.
Türklerin Tarih sahnesine ilk çıktıkları bölge, yani Türklerin ana yurdu üzerine çeşitli görüşler vardır. Maddi kültür unsurları, dil hususiyetleri ya da tarihi realite bakımından konuyu değerlendiren bilim adamları, Orta Asya'daki çeşitli kültür çevrelerini Türklerin ana yurdu olarak kabul ederler. Esas itibariyle, bu yöndeki ilk çalışmalar batılı bilim adamları tarafından ortaya konmuştur. Gerçekte XIX. yüzyıl sonlarıyla XX. yüzyıl başlarında başlatılan araştırmalarla, batı kendi tarihinin köklerini aramaya koyulmuş, fakat neticede, hiç hesaba katmadıkları bir milletin yani Türklerin, kendilerine has kültür ve medeniyetleriyle karşı karşıya gelmişlerdir. Bu gerçek karşısında, batılı bilim adamları yoğun çalışmalarda bulunmuşlar ve Türklerin tarih sahnesine çıktıkları yer ve zaman hususunda çeşitli nazariyeler sunmuşlardır. J. Klaproth (1824), J. Von Hammer (1832), W. Schott (1836), M.A. Castren (1856), A. Vambery (1885) ve E. Oberhummer (1912) gibi ilk alimler Altaylar ve çevresini Türklerin ana yurdu olarak gösterirken, W. Koppers (1937), W. Radloff (1891), G.J. Ramstedt (1928), L.Ligeti (1940) ve K.H. Menges (1968) gibi dilci ve tarihçiler Altaylar'ın doğusu ve Kadırgan Dağlarına kadar olan bölgelerde Türk ana yurdunu aramışlardır ve bu görüşü ünlü Türkolog Barthold da desteklemektedir.
J. Strzygowsky (1935), O. Menghin (1937), İ. Zichy gibi sanat ve kültür tarihçileri ise Altaylardan Urallar'a kadar uzanan sahaya sıcak bakmışlardır. Bu görüşleri değerlendirerek ana yurdun coğrafi sınırlarını tespit etmek mümkündür. Ancak araştırmalarda belirtilen ve arkeolojik bulguların yer aldığı daha belirli ve dar bir bölgeyi ana yurt olarak tespit etmek ve kabullenmek hem zor hem de sakıncalıdır. Çünkü dinamik ve hareketli bir kavim olan Türkler, en eski devirlerden itibaren geniş bir alana yayılmışlar ve kültürlerini buralara götürmüşlerdir. Atı ehlileştirerek adeta onunla bütünleşen Türkler, konar-göçer yaşantılarını bozkır coğrafyasında hakim kılmıştır. Bu sebeple daha geniş çerçevede düşünülecek olursa, Türklerin ana yurdu Orta Asya bozkırlarıdır, Orta Asya'nın sınırları doğuda Baykal gölünden Batıda Hazar ve Ural dağlarına; kuzeyde Sibirya bozkırlarından güneyde Tanrı dağları ve Gobi çölüne uzanmaktadır. Bu coğrafyanın, bütün dünya tarafından kabul edilmiş siyasi adı ise Türkistan'dır. Türkistan'da konar göçer bozkır medeniyetinin M.Ö. devirlere giden pek çok kültür çevresi yer alır. Sovyet İmparatorluğu'nun dağılmasıyla istiklallerini kazanan Türkistan'daki Türk Cumhuriyetleri ve topluluklarına ait topraklarda yapılacak incelemeler Türklerin tarih sahnesine çıkışlarına dair yeni belge ve bulguları, elbette ki, gün yüzüne çıkaracaktır. Dolayısıyla Türk ana yurdunu Orta Asya'da dar bir bölgeye sıkıştırmak hem tarih ve kültür birliğini muhafaza etmek hem de ilmi gerçekler açısından doğru değildir. Nitekim aşağıda gösterilen Türk kültür çevrelerinin zenginliği de buna delalet eder.
alan ilk kültür çevreleri: Arkeolojik kazılar ve araştırmalar Orta Asya medeniyetinin M.Ö. V. bine kadar uzandığını göstermektedir. Batı Türkistan'da, bugünkü Aşkabat çevresinde yapılan kazılarda, M.Ö.V. bine ulaşan yerleşme merkezleri bulunmuştur. Anav kültürü olarak bilinen bu medeniyetin kimlere ait olduğu kesinlik kazanmamış ise de Türklerin bu bölgedeki varlıklarının ilk izlerini yansıtabileceği düşünülen ipuçlarını vermesi açısından Anav önemli bir merkezdir.
Proto-Türklere ait olduğu hemen hemen aşikar olan ilk kültür çevresi Altay-Sayan dağlarının kuzey batısında yer almaktadır. M.Ö. III. bin başlarına ait bu eski kültüre Afanasyevo kültürü denilmektedir. Bu kültürün en büyük özelliği Türk sosyal hayatının ilk örneğini yansıtmasıdır. Bu kültürde atın ehlileştirildiği ve koyun beslendiği görülmektedir. Ayrıca toprak kaplar, bakır ve tunçtan yapılmış çeşitli silah ve süs eşyaları da bulunmuştur.
alan ilk kültür çevreleri: Arkeolojik kazılar ve araştırmalar Orta Asya medeniyetinin M.Ö. V. bine kadar uzandığını göstermektedir. Batı Türkistan'da, bugünkü Aşkabat çevresinde yapılan kazılarda, M.Ö.V. bine ulaşan yerleşme merkezleri bulunmuştur. Anav kültürü olarak bilinen bu medeniyetin kimlere ait olduğu kesinlik kazanmamış ise de Türklerin bu bölgedeki varlıklarının ilk izlerini yansıtabileceği düşünülen ipuçlarını vermesi açısından Anav önemli bir merkezdir.
Proto-Türklere ait olduğu hemen hemen aşikar olan ilk kültür çevresi Altay-Sayan dağlarının kuzey batısında yer almaktadır. M.Ö. III. bin başlarına ait bu eski kültüre Afanasyevo kültürü denilmektedir. Bu kültürün en büyük özelliği Türk sosyal hayatının ilk örneğini yansıtmasıdır. Bu kültürde atın ehlileştirildiği ve koyun beslendiği görülmektedir. Ayrıca toprak kaplar, bakır ve tunçtan yapılmış çeşitli silah ve süs eşyaları da bulunmuştur.
Bu kültürün devamı olan Andronovo kültürü ise Altaylardan, Ural dağları-Aral gölü çevresine kadar yayılmıştır ( M.Ö.1700-1200). Bu kültürde tunçtan ve altından eşya yapımının geliştiği bilinmektedir. Andronovo kültürü özelliklerini yansıtan diğer bir kültür ise Yenisey-İrtiş çevresinde yer alan Karasuk kültürüdür (M. Ö.1300-800). Tuva ve Abakan bozkırları ile Baykal gölü havzasında bulunan hayvan figürlü kaplar ve silâhlar bu kültürlerde benzerlik gösterir.Karasuk kültürünün en büyük özelliği demirin işlenip, silah yapımında kullanıldığı ilk kültür olmasıdır. Bu kültür çevresinde insanlar keçe çadırlarda yaşayıp, tekerlekli arabalar kullanıyorlardı. Minusinsk ve Abakan bölgesinden Altaylara uzanan bölgede Tagar kültürü olarak bilinen ve M.Ö.700'e tarihlenen buluntularda demir işçiliğinin nadir örnekleri yer almaktaydı. Ayrıca M.Ö. 3.yüzyıla ait, Orhun ve Selenga boylarına değin uzanan Pazırık kültürü, binlerce yıllık Türk kültürünün Hun çağına nasıl ulaştığını gösterir. Bütün bu buluntular Türk coğrafyasının tabiî sınırlarını tespit etmek açısından da büyük bir öneme sahiptir.
Orta Asya'daki Türk kültür çevrelerinde, kurganlarda bulunan bazı eşyalar, Türklerin çok eski zamanlardan beri konar göçer hayata has bir kültür geliştirdiklerini aşikar kılar. Av ve savaş aletleri, demir ve deriden çeşitli eşyalar ve at ile kurt ağırlıklı hayvan figürlü kaplar, bu yaşayışın temel hususiyetlerini bizlere gösterir. Nitekim Türklere ait menşe efsaneleri ve Ergenekon Destanı gibi mitolojik olaylarda da bu motifler ön plandadır. Dolayısıyla, maddi buluntular ve Türk mitolojisi, Türklerin tarih sahnesine çıktığı yer ve zaman hususunda tamamen uygunluk arz etmektedir.
Orta Asya'daki Türk kültür çevrelerinde, kurganlarda bulunan bazı eşyalar, Türklerin çok eski zamanlardan beri konar göçer hayata has bir kültür geliştirdiklerini aşikar kılar. Av ve savaş aletleri, demir ve deriden çeşitli eşyalar ve at ile kurt ağırlıklı hayvan figürlü kaplar, bu yaşayışın temel hususiyetlerini bizlere gösterir. Nitekim Türklere ait menşe efsaneleri ve Ergenekon Destanı gibi mitolojik olaylarda da bu motifler ön plandadır. Dolayısıyla, maddi buluntular ve Türk mitolojisi, Türklerin tarih sahnesine çıktığı yer ve zaman hususunda tamamen uygunluk arz etmektedir.
GÖÇLERİN SEBEPLERİ 1. Nüfus artışı ve toprakların yetersiz kalışı
2. Olumsuz iklim şartları (Kuraklık, şiddetli kışlar)
3. Kendi aralarında ve diğer kavimlerle olan mücadeleler
4. Salgın hastalıklar
5. Türklerin Cihan hakimiyeti düşüncesi Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar her yeri fethetme arzusu)
2. Olumsuz iklim şartları (Kuraklık, şiddetli kışlar)
3. Kendi aralarında ve diğer kavimlerle olan mücadeleler
4. Salgın hastalıklar
5. Türklerin Cihan hakimiyeti düşüncesi Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar her yeri fethetme arzusu)
GÖÇ YÖNLERİ Kuzeye gidenler, Sibirya'ya
Doğuya gidenler, Çin ve Uzakdoğu ülkelerine
Güneye gidenler, Hindistan, Afganistan ve Çin'e
Batıya gidenler, iki yol izlememişlerdir. Bir kısmı Hazar Denizi’nin kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyine ve Avrupa'ya; diğer kısmı ise Hazar Denizi’nin güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu'ya göç etmişlerdir.
GÖÇLERİN SONUÇLARI
1. Orta Asya kültür ve medeniyeti dünyanın değişik bölgelerine taşınmıştır.
2. Göç etmeyip, Orta Asya'da kalan Türkler, ilk Türk Devleti olan "Asya Hun Devleti" ni kurmuşlardır.
3. Göç eden Türk boyları gittikleri yerlerde yeni Türk Devletleri kurarlarken, oralardaki bazı devletleri de yıktılar.
Doğuya gidenler, Çin ve Uzakdoğu ülkelerine
Güneye gidenler, Hindistan, Afganistan ve Çin'e
Batıya gidenler, iki yol izlememişlerdir. Bir kısmı Hazar Denizi’nin kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyine ve Avrupa'ya; diğer kısmı ise Hazar Denizi’nin güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu'ya göç etmişlerdir.
GÖÇLERİN SONUÇLARI
1. Orta Asya kültür ve medeniyeti dünyanın değişik bölgelerine taşınmıştır.
2. Göç etmeyip, Orta Asya'da kalan Türkler, ilk Türk Devleti olan "Asya Hun Devleti" ni kurmuşlardır.
3. Göç eden Türk boyları gittikleri yerlerde yeni Türk Devletleri kurarlarken, oralardaki bazı devletleri de yıktılar.
TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİ 1. Ziya Gökalp'e göre; Töre kelimesinden gelir. Buna göre Türk demek üreli=Nizamlı, geleneklerine bağlı, demektir.
2. Danimarkalı Bilgin WAMBERY'e göre Türemekten(Türük) gelir. Buna göre Türk demek TÜREMİŞ, ÇOĞALMIŞ demektir.
3. Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lugatı’t-Türk" adlı eserinde Türk demek "OLGUNLUK ÇAĞI" demektir.
4. Genel olarak Türk demek, GÜÇLÜ, KUVVETLİ manasında kabul edilir.
Türk ırkı tarihten önceki zamanlarda teşekkül ettiği için onu meydana getiren unsurları iyice bilmiyoruz. Yalnız bu ırk esas itibari ile brakisefaldir. Bir kısmı sarışın – açık renk gözlü, bir kısmı da kara saçlı – koyu renk gözlü olmakla beraber yüzün biçimi bakımından birbirine çok benzerler. Elmacık kemikleri biraz çekiktir. Türk ırkı uzun veya orta boylu insanlardan mürekkeptir. Dilleri göz önünde bulundurulmak şartıyla Moğollar ve Monçularla akrabadırlar. Hatta Macar-Fin-Estonlardan mürekkep olan “Ural” veya Fin-Oğur” zümresi ile de akrabalıkları muhtemeldir. Bu takdirde Türklerin mensup bulunduğu “Altay” veya “Turan” zümresi ile Ural zümresinin yakınlığı şöyle bir şema ile gösterebiliriz.
“Turan” adını altı millete birden vererek “Ural – Altay” yerine “Turan” kelimesini kullananlar da vardır.
2. Danimarkalı Bilgin WAMBERY'e göre Türemekten(Türük) gelir. Buna göre Türk demek TÜREMİŞ, ÇOĞALMIŞ demektir.
3. Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lugatı’t-Türk" adlı eserinde Türk demek "OLGUNLUK ÇAĞI" demektir.
4. Genel olarak Türk demek, GÜÇLÜ, KUVVETLİ manasında kabul edilir.
Türk ırkı tarihten önceki zamanlarda teşekkül ettiği için onu meydana getiren unsurları iyice bilmiyoruz. Yalnız bu ırk esas itibari ile brakisefaldir. Bir kısmı sarışın – açık renk gözlü, bir kısmı da kara saçlı – koyu renk gözlü olmakla beraber yüzün biçimi bakımından birbirine çok benzerler. Elmacık kemikleri biraz çekiktir. Türk ırkı uzun veya orta boylu insanlardan mürekkeptir. Dilleri göz önünde bulundurulmak şartıyla Moğollar ve Monçularla akrabadırlar. Hatta Macar-Fin-Estonlardan mürekkep olan “Ural” veya Fin-Oğur” zümresi ile de akrabalıkları muhtemeldir. Bu takdirde Türklerin mensup bulunduğu “Altay” veya “Turan” zümresi ile Ural zümresinin yakınlığı şöyle bir şema ile gösterebiliriz.
“Turan” adını altı millete birden vererek “Ural – Altay” yerine “Turan” kelimesini kullananlar da vardır.
SAKALAR
Tarihte bilinen en eski Türkler Sakalardır. Bunların varlığı millattan önceki yedinci asırdan başlar. Hiç şüphesiz bunlardan daha önce de Türkler, yani Türklerin ataları olan boylar vardı. Fakat onlar hakkındaki bilgimiz pek eksiktir ve tarihi sayılamaz. Sakalar orta Tiyanşan’da yaşıyorlardı. Bunların daha batısında, yani Aral Gölü ve Hazar Denizi arasında da Sakaların büyük bir kolu sayılan Mesagetler bulunuyordu. Sakalar, İranlılarla durmaksızın çarpışmışlardır. Bunarın bir kahramanı milattan önce 624’te İranlılar tarafından hile ile öldürülmüştür. İran padişahı Kirus milattan önce 545-539 yıllarında Sakalarla çarpışarak Batı Türkistan’ın güney bölümlerini zaptetti. Sırderya’ya kadar ilerledi. Fakat Masagetlerin kadın hükümdarı “Tamiris” yahut “Demurus”la yaptığı savaşta yenilip öldü.
Milâttan önce 330-327 arasında Makedonyalı İskender kumandasındaki Yunanlılar batı Türkistan’a güneyden saldırdılar. O zaman Türkistan’ın nüfusu pek azdı. Bununla beraber İskender pek sert bir müdafaa karşısında kaldığından birçok şehirlerin ahalisini kılıçtan geçirdi. İskender’in bu kıyıcılığı karşısında Türkistan halkının çoğu doğuya, Çin sınırlarına doğru kaçıştılar.
Milâttan önce 330-327 arasında Makedonyalı İskender kumandasındaki Yunanlılar batı Türkistan’a güneyden saldırdılar. O zaman Türkistan’ın nüfusu pek azdı. Bununla beraber İskender pek sert bir müdafaa karşısında kaldığından birçok şehirlerin ahalisini kılıçtan geçirdi. İskender’in bu kıyıcılığı karşısında Türkistan halkının çoğu doğuya, Çin sınırlarına doğru kaçıştılar.
HUN DEVLETİ (BÜYÜK HUN DEVLETİ) (MÖ. 220-MS.300)
Kurulduğu tarih kesin olarak bilinmemektedir. Tarihte bilinen İLK TÜRK DEVLETİ'dir.
• Bilinen ilk hükümdarı TUMAN(Teoman)'dır. Teoman'dan sonra yerine oğlu METE HAN geçmiştir.
• Asya Hun Devleti METE HAN zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
• Çinliler Türk akınlarına karşı koymak için ÇİN SEDDİ'ni yaptılar.
• Büyük Hun Devleti VERASET SİSTEMİ ve ÇİN SİYASETİ nedeniyle Doğu ve Batı Hun Devleti diye ikiye ayrıldı.
Batı Hunları ARAL GÖLÜ civarına göç etmek zorunda kaldılar. Doğu Hunları ise Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrıldı. Ve daha sonra Çinliler tarafından ortadan kaldırıldı.
TÜRKLERDE VERASET SİSTEMİ NASILDI?
Türklerde devlet hükümdar ailesinin ortak malı sayılırdı. Ve ülke hükümdarın sağlığında oğulları arasında paylaştırılırdı. Her prensin(TEKİN) hükümdar olma hakkı vardı.
TÜRKLERE KARŞI ÇİN SİYASETİ(POLİTİKASI) NASILDI?
Çin bozkır göçebe hayatı yaşayan ve savaşçılıkları gelişmiş olan Türk Ordusu karşısında çaresiz kalıyordu. Hatta Türk Akınlarını durdurmak için ÇİN SEDDİ'ni yaptırmıştı. Buna rağmen Türkleri durduramamıştı. Bu durum karşısında çaresiz kalan Çin şu siyaseti takip etti:
1. Çin prenslerini Hun Hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkar gönderdiler. Bu hizmetkarlar casusluk faaliyetinde bulunarak,Türkler hakkında bilgi topladılar.
2. Türk Beylerine hediyeler göndererek, onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı yaşamaya alıştırdılar.
3. Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek, Türkleri itaat altına almaya çalıştılar.
4. Türk Beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak, Türk devletinin parçalanmasını sağladılar.
ÖRNEK:
Bu konuda en iyi örneklerden biri, Asya Hun Devleti'nin Batı ve Doğu Hun Devleti diye ikiye ayrılması olayıdır.
Bu dönemde Hun Devleti’nin başına geçen HUANYEH, Çin'in ekonomik yardımları kesmesi üzerine, kurultayı toplayarak, Çin'e bağlanmayı teklif etti. Ancak kardeşi ÇİÇİ "Bağımsızlığımız her şeyden önce gelir." diyerek, Huanyeh'e karşı çıktı. Böylece Hunlar ikiye ayrıldı. Çin ile birleşen Huanyeh, kardeşi Batı Hun Hakanı Çiçi üzerine giderek, Batı Hun Devleti’ni ortadan kaldırdı. Batı Hun Halkı Aral gölü çevresine göç etmek zorunda kaldı.
• Bilinen ilk hükümdarı TUMAN(Teoman)'dır. Teoman'dan sonra yerine oğlu METE HAN geçmiştir.
• Asya Hun Devleti METE HAN zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
• Çinliler Türk akınlarına karşı koymak için ÇİN SEDDİ'ni yaptılar.
• Büyük Hun Devleti VERASET SİSTEMİ ve ÇİN SİYASETİ nedeniyle Doğu ve Batı Hun Devleti diye ikiye ayrıldı.
Batı Hunları ARAL GÖLÜ civarına göç etmek zorunda kaldılar. Doğu Hunları ise Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrıldı. Ve daha sonra Çinliler tarafından ortadan kaldırıldı.
TÜRKLERDE VERASET SİSTEMİ NASILDI?
Türklerde devlet hükümdar ailesinin ortak malı sayılırdı. Ve ülke hükümdarın sağlığında oğulları arasında paylaştırılırdı. Her prensin(TEKİN) hükümdar olma hakkı vardı.
TÜRKLERE KARŞI ÇİN SİYASETİ(POLİTİKASI) NASILDI?
Çin bozkır göçebe hayatı yaşayan ve savaşçılıkları gelişmiş olan Türk Ordusu karşısında çaresiz kalıyordu. Hatta Türk Akınlarını durdurmak için ÇİN SEDDİ'ni yaptırmıştı. Buna rağmen Türkleri durduramamıştı. Bu durum karşısında çaresiz kalan Çin şu siyaseti takip etti:
1. Çin prenslerini Hun Hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkar gönderdiler. Bu hizmetkarlar casusluk faaliyetinde bulunarak,Türkler hakkında bilgi topladılar.
2. Türk Beylerine hediyeler göndererek, onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı yaşamaya alıştırdılar.
3. Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek, Türkleri itaat altına almaya çalıştılar.
4. Türk Beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak, Türk devletinin parçalanmasını sağladılar.
ÖRNEK:
Bu konuda en iyi örneklerden biri, Asya Hun Devleti'nin Batı ve Doğu Hun Devleti diye ikiye ayrılması olayıdır.
Bu dönemde Hun Devleti’nin başına geçen HUANYEH, Çin'in ekonomik yardımları kesmesi üzerine, kurultayı toplayarak, Çin'e bağlanmayı teklif etti. Ancak kardeşi ÇİÇİ "Bağımsızlığımız her şeyden önce gelir." diyerek, Huanyeh'e karşı çıktı. Böylece Hunlar ikiye ayrıldı. Çin ile birleşen Huanyeh, kardeşi Batı Hun Hakanı Çiçi üzerine giderek, Batı Hun Devleti’ni ortadan kaldırdı. Batı Hun Halkı Aral gölü çevresine göç etmek zorunda kaldı.
AVRUPA (BATI) HUNLARI VE KAVİMLER GÖÇÜ
Çiçi'ye bağlı Batı Hunları Çin'in ve Doğu Hunları'nın baskısıyla Aral Gölü civarına göç etmişlerdi. Burada 200 sene hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları arttı. Toprakları yetersiz kalmaya başladı. Ve başka Türk Boylarının katılmasıyla güçlendiler. MS. 374 yılında VOLGA (İTİL) nehrini aşarak Batı'ya (Avrupa'ya) doğru ilerlemeye başladılar. Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan Vizigot, Ostrogot, Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi bir çok kavim hareketlenerek Türklerden kaçmaya başladılar.
Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu bu olaya tarihte KAVİMLER GÖÇÜ adı verilir.(375)
KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI 1. Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı.
2. Avrupa'nın ETNİK yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)
3. Türkler Avrupa'da BATI HUN DEVLETİ'ni(AVRUPA HUN) kurdular.
4. İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
5. Avrupa'da FEODALİTE (DEREBEYLİK) rejimi ortaya çıktı.
6. İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.
Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu bu olaya tarihte KAVİMLER GÖÇÜ adı verilir.(375)
KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI 1. Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı.
2. Avrupa'nın ETNİK yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)
3. Türkler Avrupa'da BATI HUN DEVLETİ'ni(AVRUPA HUN) kurdular.
4. İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
5. Avrupa'da FEODALİTE (DEREBEYLİK) rejimi ortaya çıktı.
6. İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.
AVRUPA HUN (BATI HUN) DEVLETİ
Kavimler göçünü başlatan Batı Hunları tarafından kurulmuştur. İlk hükümdarları BALAMİR, en önemli hükümdarları ATTİLA'dır.
ULDIZ'IN ROMA SİYASETİ
Balamirden sonra Batı Hunlarının başına geçen Uldız, Roma İmparatorluğu’na karşı akılcı bir siyaset izlemiştir. Hunların düşmanları Germen Kavimleri ile savaştığından, Batı Roma İmparatorluğu ile iyi geçinmiş, Doğu Roma'yı(Bizans) ise baskı altına almaya çalışmıştır.
ULDIZ'IN ROMA SİYASETİ
Balamirden sonra Batı Hunlarının başına geçen Uldız, Roma İmparatorluğu’na karşı akılcı bir siyaset izlemiştir. Hunların düşmanları Germen Kavimleri ile savaştığından, Batı Roma İmparatorluğu ile iyi geçinmiş, Doğu Roma'yı(Bizans) ise baskı altına almaya çalışmıştır.
ATTİLA DÖNEMİ
Attila başlangıçta ULDIZ'ın siyasetini takip etmiş ve Bizans'ı baskı altına almak üzere Balkan seferleri düzenlemiştir. Bizans'ı MARGUS ve ANATOLYUS antlaşmaları ile ağır ve vergilere bağlamıştır. Bizans'ı dize getiren Atilla daha sonra Batı Roma üzerine yönelmiştir.
ATTİLLA'NIN BATI ROMA SEFERLERİ
1. Galya Seferi: Batı Roma Ordusuyla KATALON savaşını yaptı. Kesin sonuç alınamadı (451).
2. İtalya Seferi: Bir yıl sonra 452'de Attila ikinci sefere çıktı. Bu defa Roma ordusu Attila'nın karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Romalılar Papayı Attila'ya elçi olarak gönderdiler.
Papayla görüşen Attila Roma'ya girmekten vazgeçerek geri döndü.
Attila'nın ölümünden sonra Avrupa Hun Devleti eski gücünü koruyamayarak dağıldı.
ATTİLLA'NIN BATI ROMA SEFERLERİ
1. Galya Seferi: Batı Roma Ordusuyla KATALON savaşını yaptı. Kesin sonuç alınamadı (451).
2. İtalya Seferi: Bir yıl sonra 452'de Attila ikinci sefere çıktı. Bu defa Roma ordusu Attila'nın karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Romalılar Papayı Attila'ya elçi olarak gönderdiler.
Papayla görüşen Attila Roma'ya girmekten vazgeçerek geri döndü.
Attila'nın ölümünden sonra Avrupa Hun Devleti eski gücünü koruyamayarak dağıldı.
I.GÖKTÜRK DEVLETİ
• 552 yılında BUMİN KAĞAN tarafından Orta Asya'daki AVAR hakimiyetine son verilerek kuruldu.
• Başkenti ÖTÜGEN'dir.
• Bumin KAĞAN doğuyu, kardeşi İSTEMİ YABGU batıyı yönetti.
İSTEMİ YABGU'NUN BATI SİYASETİ İstemi Yabgu İpek yolunu kontrol etmek amacıyla AKHUNLARA karşı İran'daki SASANİ devletiyle işbirliği yaptı. Bu işbirliği sonucu Akhun Devleti’nin toprakları Sasaniler ve Göktürkler tarafından paylaşıldı.
İstemi Yabgu; bu defa Sasanilere karşı BİZANS ile işbirliği yaparak, Sasani Devleti’nin zayıflamasını sağladı.
İstemi Yabgu; bu defa Sasanilere karşı BİZANS ile işbirliği yaparak, Sasani Devleti’nin zayıflamasını sağladı.
GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN İKİYE AYRILMASI VE YIKILMASI
Bumin Kağan'dan sonra yerine sırasıyla oğlu Ko-Lo, Mukan (en parlak devir), Tapo ve İşbara geçti. Bu süre içinde Batı Yabgusu İstemi Yabgu daima doğudaki hakana bağlı kaldı. Ancak İstemi Yabgu'nun ölümünden sonra yerine geçen oğlu TARDU aynı itaati göstermedi. Çin'in kışkırması ile I. Göktürk Devleti Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrıldı. Her ikisine de daha sonra Çinliler son verdi.
Bumin Kağan'dan sonra yerine sırasıyla oğlu Ko-Lo, Mukan (en parlak devir), Tapo ve İşbara geçti. Bu süre içinde Batı Yabgusu İstemi Yabgu daima doğudaki hakana bağlı kaldı. Ancak İstemi Yabgu'nun ölümünden sonra yerine geçen oğlu TARDU aynı itaati göstermedi. Çin'in kışkırması ile I. Göktürk Devleti Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrıldı. Her ikisine de daha sonra Çinliler son verdi.
II. GÖKTÜRK DEVLETİ (KUTLUK DEVLETİ) (682-744) I.Göktürk Devleti’nin parçalanıp yıkılmasıyla, Çinin egemenliğinde yaşayan Türkler, 50 yıl süren bir esaret dönemi yaşadılar. Bu süre içinde defalarca Çine karşı ayaklandılar. Ancak başarılı olamadılar.
682 Yılında KUTLUK KAĞAN'ın başlattığı ayaklanma başarılı oldu. Türkler Çinlileri topraklarından atarak yeniden bağımsızlıklarına kavuştular.(682). II. Göktürk Devleti'ne kurucusundan dolayı KUTLUK DEVLETİ de denir.
NOT: K II. Göktürk Devleti en parlak devrini BİLGE KAĞAN zamanında yaşamıştır. Bilge Kağan ülkeyi kardeşi KÜLTİGİN ve veziri TONYUKUK ile yönetmiştir. Bilge Kağan'dan sonra zayıflayan Devlet; Karluk, Basmil ve UYGUR Türkleri tarafından 744 yılında yıkılmıştır.
GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN TÜRK TARİHİNDEKİ ÖNEMİ 1. Tarihte ilk defa Türk adıyla kurulan devlet, Göktürk Devleti'dir.
2. Orhun Anıtlarını dikerek (II.Göktürk zamanında) Türk tarihi ve Türk edebiyatının ilk yazılı kaynaklarını oluşturmuşlardır.
3. Milliyetçilik duygusu, Fransız ihtilalinden 1000 yıl önce Göktürkler döneminde en yüksek seviyede yaşanmıştır.
4. Asya Hun Devleti'nden sonra Türkleri tarihte ikinci defa tek bayrak altında toplamayı başarmışlardır.
682 Yılında KUTLUK KAĞAN'ın başlattığı ayaklanma başarılı oldu. Türkler Çinlileri topraklarından atarak yeniden bağımsızlıklarına kavuştular.(682). II. Göktürk Devleti'ne kurucusundan dolayı KUTLUK DEVLETİ de denir.
NOT: K II. Göktürk Devleti en parlak devrini BİLGE KAĞAN zamanında yaşamıştır. Bilge Kağan ülkeyi kardeşi KÜLTİGİN ve veziri TONYUKUK ile yönetmiştir. Bilge Kağan'dan sonra zayıflayan Devlet; Karluk, Basmil ve UYGUR Türkleri tarafından 744 yılında yıkılmıştır.
GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN TÜRK TARİHİNDEKİ ÖNEMİ 1. Tarihte ilk defa Türk adıyla kurulan devlet, Göktürk Devleti'dir.
2. Orhun Anıtlarını dikerek (II.Göktürk zamanında) Türk tarihi ve Türk edebiyatının ilk yazılı kaynaklarını oluşturmuşlardır.
3. Milliyetçilik duygusu, Fransız ihtilalinden 1000 yıl önce Göktürkler döneminde en yüksek seviyede yaşanmıştır.
4. Asya Hun Devleti'nden sonra Türkleri tarihte ikinci defa tek bayrak altında toplamayı başarmışlardır.
UYGUR DEVLETİ (Orhun Uygur Devleti)
1- Kansu (Sarı Uygur) Devleti
2- Turfan(Doğu Türkistan) Uygur Devleti
ORHUN UYGUR DEVLETİ
Karluk ve Basmillerle birleşerek II. Göktürk Devleti’ni yıkan UYGURLAR Orhun bölgesinde UYGUR DEVLETİ'ni kurdular (745).
Kurucuları KUTLUK BİLGE KÜL KAĞAN, merkezleri Ordubalık (Karabalsagun)'dur.
Bilge Kül Kağan'dan sonra MOYENÇUR başa geçmiş, onun döneminde Müslüman Araplar (Abbasiler) ile Çinliler arasında Talas Savaşı yaşandığından, Abbasilere yenilen Çinliler güç kaybına uğramışlardı. Bu durumdan yararlanan Uygurlar Çinin TARIM havzasını ele geçirdiler. Moyençur'dan sonra başa BÖGÜ KAĞAN geçti.
BÖGÜ KAĞAN DEVRİ
Bu devirde Uygur Türkleri ile çin arasında iyi ilişkiler kuruldu, ticaret gelişti. Bögü Kağan Çine yardım amacıyla "Tibet Seferine" çıktı.
Tibet Seferi ve Sonuçları
Bögü Kağan Tibet seferi sırasında iki MANİ (MANİHEİZM) rahibini yanına alarak ülkesine geri döndü. Bu rahipler Uygur Türkleri arasında Mani dininin yayılmasına sebep oldular. Ayrıca Türkler arasında Budizm'de yayılmaya başladı.
Mani Dininin Özelliği
Avlanmayı, et yemeyi ve savaşmayı yasaklayan bir dindir.
Mani Dininin Uygurlar üzerindeki Etkileri
1. Uygurlar savaşçılıklarını kaybettiler.
2. Yerleşik hayata geçtiler. (Türklerde ilk defa yerleşik hayata Uygurlar geçmiştir.)
3. Yerleşik hayata geçmeleriyle Uygurlar ticaret, bilim, sanat ve edebiyat gibi bir çok alanda geliştiler.
UYGUR DEVLETİ'NİN (ORHUN BÖLGESİ) YIKILIŞI
840 yılında bir başka Türk kavmi olan KIRGIZLAR Uygur Devleti’ne son verdiler. Kırgızlar'ın Orhun Bölgesinden kovmalarıyla Uygurlar, Kansu ve Turfan bölgelerine göç etmek zorunda kaldılar.
TURFAN ( DOĞU TÜRKİSTAN) UYGUR DEVLETİ Kırgızlar tarafından kovulan Uygurların bir kısmı Turfan Bölgesi'ne gelerek, burada yeni bir devlet kurdular. Bu devletleri de Moğollar tarafından 1207'de yıkıldı. Uygurlar günümüzde Doğu Türkistan diye anılan bu bölgede Çin'e bağlı özerk bir devlet olarak yaşamaktadır.
2- Turfan(Doğu Türkistan) Uygur Devleti
ORHUN UYGUR DEVLETİ
Karluk ve Basmillerle birleşerek II. Göktürk Devleti’ni yıkan UYGURLAR Orhun bölgesinde UYGUR DEVLETİ'ni kurdular (745).
Kurucuları KUTLUK BİLGE KÜL KAĞAN, merkezleri Ordubalık (Karabalsagun)'dur.
Bilge Kül Kağan'dan sonra MOYENÇUR başa geçmiş, onun döneminde Müslüman Araplar (Abbasiler) ile Çinliler arasında Talas Savaşı yaşandığından, Abbasilere yenilen Çinliler güç kaybına uğramışlardı. Bu durumdan yararlanan Uygurlar Çinin TARIM havzasını ele geçirdiler. Moyençur'dan sonra başa BÖGÜ KAĞAN geçti.
BÖGÜ KAĞAN DEVRİ
Bu devirde Uygur Türkleri ile çin arasında iyi ilişkiler kuruldu, ticaret gelişti. Bögü Kağan Çine yardım amacıyla "Tibet Seferine" çıktı.
Tibet Seferi ve Sonuçları
Bögü Kağan Tibet seferi sırasında iki MANİ (MANİHEİZM) rahibini yanına alarak ülkesine geri döndü. Bu rahipler Uygur Türkleri arasında Mani dininin yayılmasına sebep oldular. Ayrıca Türkler arasında Budizm'de yayılmaya başladı.
Mani Dininin Özelliği
Avlanmayı, et yemeyi ve savaşmayı yasaklayan bir dindir.
Mani Dininin Uygurlar üzerindeki Etkileri
1. Uygurlar savaşçılıklarını kaybettiler.
2. Yerleşik hayata geçtiler. (Türklerde ilk defa yerleşik hayata Uygurlar geçmiştir.)
3. Yerleşik hayata geçmeleriyle Uygurlar ticaret, bilim, sanat ve edebiyat gibi bir çok alanda geliştiler.
UYGUR DEVLETİ'NİN (ORHUN BÖLGESİ) YIKILIŞI
840 yılında bir başka Türk kavmi olan KIRGIZLAR Uygur Devleti’ne son verdiler. Kırgızlar'ın Orhun Bölgesinden kovmalarıyla Uygurlar, Kansu ve Turfan bölgelerine göç etmek zorunda kaldılar.
TURFAN ( DOĞU TÜRKİSTAN) UYGUR DEVLETİ Kırgızlar tarafından kovulan Uygurların bir kısmı Turfan Bölgesi'ne gelerek, burada yeni bir devlet kurdular. Bu devletleri de Moğollar tarafından 1207'de yıkıldı. Uygurlar günümüzde Doğu Türkistan diye anılan bu bölgede Çin'e bağlı özerk bir devlet olarak yaşamaktadır.
KANSU(SARI UYGUR) DEVLETİ Kırgızlardan kaçarak Kansu Bölgesi'ne gelen Uygurlar tarafından kurulan bu devlete Sarı Uygur Devleti de denilmektedir. 1209'da Moğolların hakimiyetine girmiştir.
UYGURLARLA İLGİLİ DİĞER ÖNEMLİ HUSUSLAR 1. 18 harfli Uygur Alfabesini hazırladılar.
2. Cengiz Han'ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğollar'ı devlet teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler.
3. Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar. (Özbek ve Çağatay Türkleri)
4. İlk Müslüman Türk Devleti Karahanlılarla savaştılar.(Sebep Uygurların Budizmi, Karahanlıların İslamiyeti yaymak istemeleri.)
5. Tahta harflerden MATBAA'yı oluşturdular, pamuktan KAĞIT yaptılar.
6. Uygurlar Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğudur.
2. Cengiz Han'ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğollar'ı devlet teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler.
3. Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar. (Özbek ve Çağatay Türkleri)
4. İlk Müslüman Türk Devleti Karahanlılarla savaştılar.(Sebep Uygurların Budizmi, Karahanlıların İslamiyeti yaymak istemeleri.)
5. Tahta harflerden MATBAA'yı oluşturdular, pamuktan KAĞIT yaptılar.
6. Uygurlar Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğudur.
DİĞER TÜRK DEVLETLERİ VE TOPLULUKLARI
AKHUNLAR (EFTALİT) DEVLETİ
Hun soyundan gelmektedirler. Afganistan'ın batısında MS.350 yıllarında kurulan bu Türk Devleti HEFTAL isimli hükümdarından dolayı EFTALİT DEVLETİ diye de anılır.
• Akhunlar Sasani Devleti’nde başlayan MAZDEK İSYANI'nı bastırmakta etkili oldular.
AKHUNLAR (EFTALİT) DEVLETİ
Hun soyundan gelmektedirler. Afganistan'ın batısında MS.350 yıllarında kurulan bu Türk Devleti HEFTAL isimli hükümdarından dolayı EFTALİT DEVLETİ diye de anılır.
• Akhunlar Sasani Devleti’nde başlayan MAZDEK İSYANI'nı bastırmakta etkili oldular.
MAZDEK Sasani Devleti’nde yaşayan Mazdek, kadın ve servetin ortak olması durumunda her türlü huzursuzluğun ortadan kalkacağını savunan bir kişiydi.
• Göktürk Devleti'nin Batı Bölgelerini idare eden İSTEMİ YABGU ipek yoluna egemen olmak için, Sasanilerle ortak hareket ederek Akhun Devleti'nin yıkılmasını sağladı. Akhun Devleti'nin toprakları Sasani ve Göktürk Devleti arasında paylaşıldı.
• Göktürk Devleti'nin Batı Bölgelerini idare eden İSTEMİ YABGU ipek yoluna egemen olmak için, Sasanilerle ortak hareket ederek Akhun Devleti'nin yıkılmasını sağladı. Akhun Devleti'nin toprakları Sasani ve Göktürk Devleti arasında paylaşıldı.
BAŞKIRTLAR(BAŞKURTLAR) X. yüzyılda İtil (Volga) nehri civarında oturmakta idiler. Moğol istilası sırasında Moğol egemenliğine girdiler.
SABARLAR (SİBİRLER=SABİRLER) Önceleri Hun Devleti’nin egemenliğinde yaşayan Sibirler, VI. yüzyıl başlarında Avarların baskısıyla batıya göç ederek Ural dağlarının güney doğusuna yerleştiler.
• Sasanilerle anlaşarak, Bizans'a karşı savaştılar. Anadolu'ya akınlar yaptılar.
• Bugünkü SİBİRYA adı Sibir Türklerinden gelir.
• Avarlara yenilince Hazar Türklerine karıştılar. Hazar Devleti’nin asıl kitlesini oluşturdular.
• Sasanilerle anlaşarak, Bizans'a karşı savaştılar. Anadolu'ya akınlar yaptılar.
• Bugünkü SİBİRYA adı Sibir Türklerinden gelir.
• Avarlara yenilince Hazar Türklerine karıştılar. Hazar Devleti’nin asıl kitlesini oluşturdular.
TÜRGEŞ DEVLETİ I. Göktürk Devleti’ne bağlı olan Türgişler 630 yılında Göktürk Devletinin yıkılmasıyla serbest kaldılar. BAGA TARKAN Türgiş Devleti'ni kurdu. Kendi adına para bastı.
II. Göktürk devletinin kurulmasıyla yeniden Göktürk egemenliğine girdiler. II. Göktürklerin son dönemlerinde yeniden serbest kalan Türgişlerin başına SU-LU KAĞAN geçti. Su-lu Kağan Emevilere karşı mücadele etti.
766 yılında Türgiş Devleti’ne Karluklar son verdi.
II. Göktürk devletinin kurulmasıyla yeniden Göktürk egemenliğine girdiler. II. Göktürklerin son dönemlerinde yeniden serbest kalan Türgişlerin başına SU-LU KAĞAN geçti. Su-lu Kağan Emevilere karşı mücadele etti.
766 yılında Türgiş Devleti’ne Karluklar son verdi.
KARLUKLAR
• II. Göktürk Devleti’nin yıkılmasında Basmil ve Uygurlarla birleşerek rol oynadılar.
• Talas savaşında Çin'e karşı Arapları destekleyerek Orta Asya’nın Çinlileşmesini ve İslamiyet’in yayılmasını kolaylaştırdılar.
• İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boylarındandırlar. (İlk boy Kıpçaklar'dır.)
• İlk Müslüman Türk Devleti olan KARAHANLILAR'ın kurulmasında etkili oldular.
• II. Göktürk Devleti’nin yıkılmasında Basmil ve Uygurlarla birleşerek rol oynadılar.
• Talas savaşında Çin'e karşı Arapları destekleyerek Orta Asya’nın Çinlileşmesini ve İslamiyet’in yayılmasını kolaylaştırdılar.
• İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boylarındandırlar. (İlk boy Kıpçaklar'dır.)
• İlk Müslüman Türk Devleti olan KARAHANLILAR'ın kurulmasında etkili oldular.
KIRGIZLAR
• 840 Yılında Ötügen'i alarak Uygur Devleti’ne son verdiler.
• 1207 yılında Cengiz Han tarafından yıkılmıştır.
• Daha sonra Rusların egemenliğine girmişlerdir.
• 1916'da Ruslara karşı MİLLİ İSYAN adı verilen bir ayaklanma başlatmışlar, ancak Rus Çarı tarafından ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır.
• 1936'da Sovyetler Birliği’nin 15 Cumhuriyetinden biri olmuşlar, 1991'de Sovyet Rusya'nın dağılmasıyla Bağımsız KIRGIZISTAN DEVLETİ kurulmuştur. Başkenti BİŞKEK'dir.
KİMEKLER
Batı Göktürk topluluklarındandır. İrtiş ırmağı civarında yaşıyorlardı. XI. yüzyıla doğru diğer Türk topluluklarıyla kaynaşarak, yok oldular.
• 1207 yılında Cengiz Han tarafından yıkılmıştır.
• Daha sonra Rusların egemenliğine girmişlerdir.
• 1916'da Ruslara karşı MİLLİ İSYAN adı verilen bir ayaklanma başlatmışlar, ancak Rus Çarı tarafından ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır.
• 1936'da Sovyetler Birliği’nin 15 Cumhuriyetinden biri olmuşlar, 1991'de Sovyet Rusya'nın dağılmasıyla Bağımsız KIRGIZISTAN DEVLETİ kurulmuştur. Başkenti BİŞKEK'dir.
KİMEKLER
Batı Göktürk topluluklarındandır. İrtiş ırmağı civarında yaşıyorlardı. XI. yüzyıla doğru diğer Türk topluluklarıyla kaynaşarak, yok oldular.
KARADENİZ'İN KUZEYİNDE KURULAN VE AVRUPA'YA YÜRÜYEN TÜRK TOPLULUK VE DEVLETLERİ
Bunlar Avrupa Hunları, Sabirler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Macarlar, Peçenekler, Kumanlar (Kıpçaklar) ve Oğuzlar (Uzlar)'dır.
Bunlar Avrupa Hunları, Sabirler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Macarlar, Peçenekler, Kumanlar (Kıpçaklar) ve Oğuzlar (Uzlar)'dır.
AVARLAR
552 yılında Orta Asya'daki Avar İmparatorluğu’na Göktürkler son verince, batıya doğru ilerleyerek Romanya'ya giren AVARLAR merkezi MACARİSTAN olan yeni devletlerini kurdular.
• Çin kaynakları Avarlara JUAN- JUAN demektedir.
• 619 yılında tek başına, 629 yılında da Sasanilerle ortaklaşa İstanbul'u kuşattılar.
• Slav topluluklarının göç etmesine neden olarak, bunların doğu Avrupa ve Balkanlara inmesini sağladılar. Böylece Balkanların Slavlaşmasında etkili oldular.
• 805 yılında Franklar tarafından yıkıldılar.
BULGARLAR
Batı Hunları ve Ogur Türklerinin karışmasıyla ortaya çıkan Türk topluluğuna BULGAR denir. (Bulgar kelimesi karışmak anlamındadır.)
BÜYÜK BULGARYA DEVLETİ
1. Tuna Bulgar Devleti
2. Kama(Volga=İtil) Bulgar Devleti
• Karadeniz'in kuzeyinde Göktürk Devleti’nin yıkılmasıyla "Büyük Bulgarya Devleti" kuruldu. Ancak kurucusu KUBRAT'ın ölümüyle Hazarlar tarafından yıkıldı. Bulgarların bir kısmı Tuna nehri, bir kısmı da Volga nehri kıyılarına göç etmek zorunda kaldı.
TUNA BULGAR DEVLETİ Büyük Bulgarya Devleti'nin yıkılmasından sonra Tuna boylarına (Bugünkü Bulgaristan) göç eden Bulgar Türkleri burada Tuna Bulgar Devleti’ni kurdular.
• KURUM HAN zamanında Bizans'ı kuşattılar. (Avarlardan sonra Bizans'ı kuşatan 2. Türk kavmidir.)
• Bu bölgedeki halkın çoğu Slav olduğu için Türkler zamanla Slavlaşmaya başladılar. Boris Han zamanında Hırıstiyanlığı kabul ettiler.
• Daha sonra ortaya çıkan bugünkü Bulgaristan Devleti Türk değil Slav devletidir.
• Bugünkü Bulgaristan'da yaşayan Türkler, Osmanlılar zamanında Balkanlara yerleştirilen Türklerdir.
• Çin kaynakları Avarlara JUAN- JUAN demektedir.
• 619 yılında tek başına, 629 yılında da Sasanilerle ortaklaşa İstanbul'u kuşattılar.
• Slav topluluklarının göç etmesine neden olarak, bunların doğu Avrupa ve Balkanlara inmesini sağladılar. Böylece Balkanların Slavlaşmasında etkili oldular.
• 805 yılında Franklar tarafından yıkıldılar.
BULGARLAR
Batı Hunları ve Ogur Türklerinin karışmasıyla ortaya çıkan Türk topluluğuna BULGAR denir. (Bulgar kelimesi karışmak anlamındadır.)
BÜYÜK BULGARYA DEVLETİ
1. Tuna Bulgar Devleti
2. Kama(Volga=İtil) Bulgar Devleti
• Karadeniz'in kuzeyinde Göktürk Devleti’nin yıkılmasıyla "Büyük Bulgarya Devleti" kuruldu. Ancak kurucusu KUBRAT'ın ölümüyle Hazarlar tarafından yıkıldı. Bulgarların bir kısmı Tuna nehri, bir kısmı da Volga nehri kıyılarına göç etmek zorunda kaldı.
TUNA BULGAR DEVLETİ Büyük Bulgarya Devleti'nin yıkılmasından sonra Tuna boylarına (Bugünkü Bulgaristan) göç eden Bulgar Türkleri burada Tuna Bulgar Devleti’ni kurdular.
• KURUM HAN zamanında Bizans'ı kuşattılar. (Avarlardan sonra Bizans'ı kuşatan 2. Türk kavmidir.)
• Bu bölgedeki halkın çoğu Slav olduğu için Türkler zamanla Slavlaşmaya başladılar. Boris Han zamanında Hırıstiyanlığı kabul ettiler.
• Daha sonra ortaya çıkan bugünkü Bulgaristan Devleti Türk değil Slav devletidir.
• Bugünkü Bulgaristan'da yaşayan Türkler, Osmanlılar zamanında Balkanlara yerleştirilen Türklerdir.
KAMA BULGAR DEVLETİ Büyük Bulgarya Devleti’nin yıkılmasından sonra Volga = İtil kıyılarına giden Bulgarlar burada Kama Bulgar Devletini kurdular.
• Hükümdarları Almış Han zamanında (X. yüzyıl) Müslüman oldular.
• 1236'da Moğolların egemenliğine girdiler. Altınorda Devleti’nin parçalanmasıyla kurulan KAZAN HANLIĞI’nın esas kitlesini oluşturdular. (Kama Bulgarlarına bugün KAZAN TÜRKLERİ denilir.)
• Hükümdarları Almış Han zamanında (X. yüzyıl) Müslüman oldular.
• 1236'da Moğolların egemenliğine girdiler. Altınorda Devleti’nin parçalanmasıyla kurulan KAZAN HANLIĞI’nın esas kitlesini oluşturdular. (Kama Bulgarlarına bugün KAZAN TÜRKLERİ denilir.)
HAZARLAR
• Kuzey Karadeniz ve Kafkaslar arasındaki bölgede Göktürk Devleti’nin yıkılmasıyla HAZAR KAĞANLIĞI kuruldu.
• Ticarette geliştiler.
• Hazar yöneticileri Museviliği benimsediler. Halk arasında Hıristiyanlık ve Müslümanlık yayılmıştı.
• Hazarlar ülkelerinde farklı dinleri içinde bulundurduklarından yüksek bir HOŞGÖRÜ vardı.
MACARLAR • Fin Ugor kavmi ile OGUR Türklerinin karışmasıyla MACAR kavmi ortaya çıkmıştır.
• 896 yılında kendi adlarını verdikleri MACARİSTAN'a gelerek devletlerini kurdular.
• X. yüzyılda Hırıstiyanlığın Katolik mezhebini benimsediler. (Bundan sonra Türklük özelliklerini kaybetmeye başladılar.)
• Almanların (Germenlerin) doğuya doğru yayılmasını engelleyerek, Balkan topluluklarının (Slavların) Germenleşmesini önlediler.
• Ticarette geliştiler.
• Hazar yöneticileri Museviliği benimsediler. Halk arasında Hıristiyanlık ve Müslümanlık yayılmıştı.
• Hazarlar ülkelerinde farklı dinleri içinde bulundurduklarından yüksek bir HOŞGÖRÜ vardı.
MACARLAR • Fin Ugor kavmi ile OGUR Türklerinin karışmasıyla MACAR kavmi ortaya çıkmıştır.
• 896 yılında kendi adlarını verdikleri MACARİSTAN'a gelerek devletlerini kurdular.
• X. yüzyılda Hırıstiyanlığın Katolik mezhebini benimsediler. (Bundan sonra Türklük özelliklerini kaybetmeye başladılar.)
• Almanların (Germenlerin) doğuya doğru yayılmasını engelleyerek, Balkan topluluklarının (Slavların) Germenleşmesini önlediler.
PEÇENEKLER • Karadeniz'in kuzeyinde Don ve Dinyesper nehirleri arasındaki bölgeye yerleştiler.
• Kiev Prensliğini yenerek, Rusların Karadeniz'e inmelerini engellediler.
• 1071 Malazgirt Savaşı’na Bizans ordusu içinde ücretli asker olarak katıldılar. Ancak Selçukluların kendileri gibi Türk olduklarını anlayınca Selçuklu ordusu saflarına katıldılar.
• Edirne ve Trakya'nın Marmara kıyılarına kadar olan toprakları Bizans'tan aldılar.
• İzmir Beyi ÇAKA BEY Peçeneklerle temas kurdu. Buna göre Çaka Bey Peçeneklerle birlik olarak Anadolu ve Rumeli'den İstanbul'u kuşatmak istiyordu. Ancak Bizans kurnaz bir politikayla, yine bir Türk topluluğu olan KUMANLAR'ı Peçenekler üzerine saldırtarak, Peçeneklerin dağılmasına sebep olmuştur.
• Kiev Prensliğini yenerek, Rusların Karadeniz'e inmelerini engellediler.
• 1071 Malazgirt Savaşı’na Bizans ordusu içinde ücretli asker olarak katıldılar. Ancak Selçukluların kendileri gibi Türk olduklarını anlayınca Selçuklu ordusu saflarına katıldılar.
• Edirne ve Trakya'nın Marmara kıyılarına kadar olan toprakları Bizans'tan aldılar.
• İzmir Beyi ÇAKA BEY Peçeneklerle temas kurdu. Buna göre Çaka Bey Peçeneklerle birlik olarak Anadolu ve Rumeli'den İstanbul'u kuşatmak istiyordu. Ancak Bizans kurnaz bir politikayla, yine bir Türk topluluğu olan KUMANLAR'ı Peçenekler üzerine saldırtarak, Peçeneklerin dağılmasına sebep olmuştur.
KUMANLAR (KIPÇAKLAR)
Volga'yı aşarak Avrupa'ya ve Balkanlara girmişlerdir.
• Kıpçakların Karadeniz'in kuzeyinde hakim oldukları topraklara "KIPÇAK BOZKIRLARI" denilmektedir.
• Macaristan'a giden Kıpçaklar ROMEN devletinin kurulmasında etkili olmuşlardır.
• Kıpçakların Oğuz Türkleriyle yaptığı mücadeleler DEDE KORKUT HİKAYELERİ'nin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
• CODEX CUMANİCUS (Kodeks Kumanikus); Kıpçak Türk şivesi ile yazılan Latin, Fars ve Kuman dilleri üzerine yazılmış bir sözlüktür.
Volga'yı aşarak Avrupa'ya ve Balkanlara girmişlerdir.
• Kıpçakların Karadeniz'in kuzeyinde hakim oldukları topraklara "KIPÇAK BOZKIRLARI" denilmektedir.
• Macaristan'a giden Kıpçaklar ROMEN devletinin kurulmasında etkili olmuşlardır.
• Kıpçakların Oğuz Türkleriyle yaptığı mücadeleler DEDE KORKUT HİKAYELERİ'nin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
• CODEX CUMANİCUS (Kodeks Kumanikus); Kıpçak Türk şivesi ile yazılan Latin, Fars ve Kuman dilleri üzerine yazılmış bir sözlüktür.
UZLAR (OĞUZLAR)
• Tarihte Türk Milletinin siyasi, kültür ve medeniyet alanında en büyük rolü oynayan koludur.
• Oğuzlara; Bizanslılar UZ, Ruslar TORKİ veya TORK, Araplar GUZ demişlerdir.
• 24 Oğuz boyu vardır.
• Hazar Denizi’nin kuzeyinden bir kolu "UZ" adı ile Avrupa ve Balkanlara göç etti.
• Balkanlara gelen UZLAR Bizans ordusunu ve Bulgarları yendi. Ancak Peçenek akınları, soğuklar, salgın hastalıklar yüzünden dağılıp yok oldular.
• Uzların bir kısmı Malazgirt Savaşı sırasında Bizans ordusu saflarından, Selçuklu ordusuna geçtiler.
• Tarihte Türk Milletinin siyasi, kültür ve medeniyet alanında en büyük rolü oynayan koludur.
• Oğuzlara; Bizanslılar UZ, Ruslar TORKİ veya TORK, Araplar GUZ demişlerdir.
• 24 Oğuz boyu vardır.
• Hazar Denizi’nin kuzeyinden bir kolu "UZ" adı ile Avrupa ve Balkanlara göç etti.
• Balkanlara gelen UZLAR Bizans ordusunu ve Bulgarları yendi. Ancak Peçenek akınları, soğuklar, salgın hastalıklar yüzünden dağılıp yok oldular.
• Uzların bir kısmı Malazgirt Savaşı sırasında Bizans ordusu saflarından, Selçuklu ordusuna geçtiler.
KARADENİZ'İN KUZEYİNDEN AVRUPAYA YAPILAN TÜRK GÖÇLERİNİN SONUÇLARI Avrupa Hunları, Bulgar, Avar, Macar, Peçenek, Kuman ve Uz Türklerinin Avrupa'ya yaptığı göçler olumlu sonuçlar getirmedi. Bu Türkler Avrupa'daki diğer halklar arasında silinip gittiler.
SEBEPLER
1. Hıristiyanlık dinine girmeleri, onları Türklük özelliklerinden ayırdı.
2. Anayurttan gelen göçlerle beslenemediler, bu yüzden kalabalık Slav toplulukları içinde milli benliklerini kaybederek eridiler.
1. Hıristiyanlık dinine girmeleri, onları Türklük özelliklerinden ayırdı.
2. Anayurttan gelen göçlerle beslenemediler, bu yüzden kalabalık Slav toplulukları içinde milli benliklerini kaybederek eridiler.
Комментариев нет:
Отправить комментарий